Yası Öz Şefkatle Karşılamak

Yası Öz Şefkatle Karşılamak

Kendimizden kaçtığımız, saklamayı başardığımızı düşündüğümüz, ifade edemediğimiz, ağırlayamadığımız ve onurlandıramadığımız tüm acılar, kayıplar, yaslar… Tüm yaşam yolculuğumuzda bizimle birliktelerdir.  Yaşadığımız travmatik, tetikleyici olaylar geçmişte yaşayıp, yasını tutamadığımız olayları da gün yüzüne çıkarır. Ve aslında yas bizim daha derin bir yolculuğa çıkmamız için önemli bir olaydır. 

Konuşulmayan acılarımız içimizi kemirir, kalbimizi parçalar. Çok zor zamanlardan geçiyoruz. Her birimiz kendimize has, biricik ve özel yaslar tutuyoruz. Ve tabi bunun yanında bir de kolektif yas sürecimiz var. Herkese iyi gelen şey çok farklı. Yoga, meditasyon, nefes çalışmaları, terapi bunlardan sadece birkaçı. Burada kesin bir doğru yok. O yüzden kendinize iyi geleni bulmak ve peşinden gitmek ve duygularımıza, hissettiklerimize, deneyimlerimize alan açmak çok önemli. 

Hislerimize alan açarken kendimize karşı yargısız ve öz şefkatli bir yerden yaklaşmak da bir o kadar önem taşıyor bu süreçte. 

Peki her konunun içine mutlaka bir yerden dahil olmayı başarabilen “öz şefkat” nedir?

En basit tanımı ile öz şefkat, sevdiğimiz bir kişiyle nasıl ilgileniyorsak, kendimizle de aynı şekilde ilgilenmemiz gerektiğinin farkında olmamızdır aslında. En yakın arkadaşımız kötü bir şey yaşadığında ona nasıl sakin ve anlayışlı bir yerden yaklaşıyorsak, kendimize de aynı şekilde yaklaşmayı pratik etmektir. Kendimize göstereceğimiz öz şefkat anları aynı zamanda başkalarına göstereceğimiz şefkatin de temellerini oluşturur.

Çünkü mantıklı bakacak olursak, kendi içimizdeki çaresizlik, korku, başarısızlık ve utanç gibi duygulara tahammül edemezsek, aynı duyguları yaşayan başkalarına empati göstermeyi nasıl bekleyebiliriz? 

Ve kendi iç kavgalarımızla meşgulken, başkalarıyla az da olsa ilgilenmeyi nasıl başarabiliriz? 

Kendi sorunlarımızı çözümlenebilir bir hale getirdiğimizde, başka insanlara da sevgiyle yaklaşmamız daha kolaylaşır. Bu da ilişkilerimizi güçlendirir ve genel olarak hayattan tatmin olmamızı ve keyif almamızı sağlar. 

Peki acı çektiğimizin farkında değilsek bununla nasıl başa çıkacağız?

Aslında ilk önce acıyı fark etmemiz gerekiyor. Yaşadığımız olayı hikayeleştirmeden, neden benim başıma geldi?, neden bunu yaşıyorum?, ne zaman geçecek? demeden, paniklemeden evvel bir an durmak ve şu an korktum diyebilmek. Şu an zor bir an diyebilmek. Hiçbir yargılama ve sorgulama içine girmeden geçmiş ve geleceği düşünmeden, kaygı taşımadan, bilinçli bir şekilde “şu an” ne oluyorsa kabullenmek ve “anın” farkına varmak mindfullness. 

Acı çektiğim yetmiyormuş gibi bir de “neden ben?” diyoruz. Acı tüm insanların ortak paydası. Acı bu hayatın bir parçası. Fakat acıyı farkedip dönüştürebilmek ise öz şefkat. Kendimize en zor zamanımızda durup “şu an neye ihtiyacım var?” sorusunu sorabilmektir öz şefkat.

Her gün bu pratiği yaparak yani kendimize neye ihtiyacımız olduğunu sorarak aslında zor anlarımız için kendimizi hazırlıyor oluyoruz. 

Evet biliyorum zor. Fakat hayatımızı yaşamaya devam ediyor, rutinlerimizi yerine getiriyoruz. Ama biliyorum ki hiçbirimiz artık o eski biz değiliz. Bunun farkındalığıyla elimizden gelenleri yaptıkça iyileşeceğimize inancım yüksek.

Sevgiyle,

Buse Energin

Referanslar : 
Kadınlar Şifadır - Filiz Telek
ÖZ Şefkatli Farkındalık - Christopher K. Germer
Related Posts